Sanatçının “Real Time” adını verdiği projede, 12 saat boyunca kesintisiz olarak saati gösteren bir performans sergileyerek, izleyicileri zamanın akışı üzerine düşünmeye teşvik ediyor. Bu süreçte Baas, kendini adeta bir insan-saate dönüştürüyor.
Baas’ın video yerleştirmelerinde saatin akrep ve yelkovanını, bazen keçeli kalemle bazen de fırçayla çiziyor. Diğer zamanlarda ise bir çöp yığını ile oynayarak, bu çöpleri süpürgeyle sürükleyerek saati güncelliyor. Bu yöntem, izleyicilerde zamana dair yenilikçi bir algı yaratırken, aynı zamanda sanatın geçiciliği üzerine derinlemesine bir sorgulama yapıyor.
Özellikle “Sweeper’s Clock” adlı eseri, zaman, çöpler ve bu çöplerin sürüklenmeye direnişi üzerinden insan yaşamının geçiciliğini vurgulayan şiirsel görüntüler sunuyor. Bu eser, bilinçaltı ve bellek ile ilişkili pek çok duyguyu somut bir biçimde ifade ediyor. Zamanın ve yaşamın sürekliliği, izleyicilere derin bir deneyim sunarken, her anın kıymetini hatırlatıyor.
Maarten Baas’ın 2009 yılında başlayan Real Time projesi, son yıllarda Rijksmuseum ve Schiphol Havalimanı gibi önemli mekânlarda sergilendi ve geniş kitleler tarafından tanınır hale geldi. Tiyatro, sanat, film ve tasarımı birleştiren bu proje, sanatçının zaman ve varoluş temalarını nasıl ustaca işlediğinin bir göstergesi. Gerçek zamanın akışında, Baas’ın eserleri izleyicileri derin düşüncelere ve duygusal deneyimlere yönlendiriyor.