Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e yönelik saldırıları ve akabinde İsrail’in Gazze’deki hava saldırılarıyla başlayan yeni süreçte, Filistinli birçok örgütün adı kamuoyunun gündemine geliyor.
Günümüzde hem Gazze hem de Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te irili ufaklı birçok Filistinli grup faaliyet gösteriyor.
Bu örgütlerin hepsi de Filistin’in kurtuluşu adına mücadele ettiklerini savunuyor.
Ancak aralarında ciddi ideolojik, politik ve örgütsel farklar bulunuyor.
Bu örgütlerin önde gelenlerini ve aralarındaki farkları inceledik.
El Fetih: Arafat’ın kurduğu, Filistin Yönetimi’ni elinde tutan parti
El Fetih (Filistin Ulusal Kurtuluş Hareketi), günümüzde Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki Filistin Yönetimi’ni elinde tutan parti.
Yıllarca Filistinliler arasındaki en büyük örgüttü ancak bu durum zaman içinde değişti.
1950’lerde Yaser Arafat tarafından kurulan El Fetih, başlangıçta ideolojik olarak sosyalizm ile Arap ulusçuluğundan etkilendi. Genellikle seküler ve ulusal kurtuluşçu ya da milliyetçi olarak tanımlandı. El Fetih, günümüzde Sosyalist Enternasyonal’in de bir üyesi.
El Fetih ilk dönemlerinde, önemli bir bölümü Ürdün ve Lübnan’dan yapılmak üzere İsrail’e birçok saldırı düzenledi.
1969’da Arafat, farklı Filistinli örgütlerin çatı örgütü olan Filistin Kurtuluş Örgütü’nün liderli oldu.
Ancak zaman içinde bazı örgütler, El Fetih’e “etkisiz, yozlaşmış” ya da “çok ılımlı” gibi eleştiriler yaparak çatı örgütünden ayrıldı.
El Fetih liderleri, 1990’larla birlikte, iki devletli bir çözüm arayışına dayanan barış görüşmelerine katıldı.
Bu, müzakerelere önem veren El Fetih ile müzakerelere karşı çıkan Hamas gibi örgütler arasında, İsrail’in varlığını kabul edip etmeme ve de mücadele yöntemi konusunda büyük bir kırılma yarattı.
Arafat, 1993’te Oslo Barış Görüşmelerine imza attı. Bu anlaşmaların sonucu olarak Filistin Yönetimi doğdu.
2000’deki İkinci İntifada yani Filistinliler arasındaki ikinci kitlesel ayaklanma dalgası sırasında, El Fetih’le bağlantılı olduğu düşünülen silahlı gruplar ortaya çıktı.
Bunların başında El Aksa Şehitleri Tugayları geliyor. Bu grup, El Fetih’e resmi olarak bağlı değil ancak grup üyelerinin genelde El Fetih üyesi olduğu düşünülüyor.
İkinci İntifada sırasında El Aksa Şehitleri Tugayları, Batı Şeria ve Gazze’deki İsrail askerleri ve İsrailli yerleşimcilere yönelik saldırılarda bulundu ve İsrail içinde sivillere yönelik intihar saldırıları düzenledi.
İsrail’in 2002’deki askeri operasyonları El Fetih’i zayıflattı.
Bu operasyonlarda Filistin Yönetimi’in altyapısı önemli oranda tahrip edildi ve Arafat’ın Ramallah’taki ofisi beş hafta boyunca kuşatma altına alındı.
İsrail, El Aksa Tugayları’nın başı olmakla suçladığı, El Fetih liderlerinden Mervan Barguti’yi alıp İsrail’e götürdü. Barguti günümüzde hâlâ bir İsrail hapishanesinde tutuklu bulunuyor.
El Fetih, Arafat’ın 2004’teki ölümünden sonra önemli oranda güç kaybetti.
Arafat’ın halefi olan Mahmud Abbas, 2005’te Filistin’deki başkanlık seçimlerini kazandı.
Ancak Arafat sonrası parti içi gerilimler artmıştı. Eski sürgün isimlerin ağırlıkta olduğu grupla, tutuklu Barguti’nin öncülüğündeki grup arasında bir gerilim ortaya çıktı.
El Fetih, bu dönemde Filistin Yönetimi’ndeki performansına yönelik “acizlik ve yolsuzluklara bulaşma” eleştirilerine de maruz kaldı.
2006’daki seçimlerde Hamas listelerinin birinci olması El Fetih için ciddi bir başarısızlık oldu.
2007’de Hamas ile El Fetih arasında yaşanan çatışmaların ardından Hamas, El Fetih’i Gazze’den çıkardı.
O dönemden bu yana asıl olarak El Fetih’in kontrolünde olan Filistin Yönetimi Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te, Hamas ise Gazze’de hakim durumda.
İlerleyen yıllarda El Fetih ve Hamas arasındaki çatışmaları bitiren görüşmeler yapıldı.
Filistin Yönetimi’nde 2006’dan bu yana seçim yapılmadı.
Hamas: Gazze’deki çok yönlü İslamcı örgüt
Hamas (İslami Direniş Hareketi), kuruluşu 1987’daki Birinci İntifada olarak adlandırılan ayaklanma dalgasına dayanan İslamcı bir örgüt.
Hamas’ı kuran Filistin Müslüman Kardeşleri’nin kadroları, örgütün oluşumundan önce yıllar boyunca dini ve toplumsal alandaki çalışmalara yoğunlaşmıştı.
1979 İran Devrimi sonrası bölgede İslamcılık yükselirken, bu kadrolar Birinci İntifada sonrası ise Hamas’ın kuruluşuna karar verdi.
Örgütün lideri, din adamı Şeyh Ahmed Yasin’di.
Hamas, 1988 tarihli ilk bildirgesinde amacını İslami bir Filistin devleti kurmak olarak tanımlıyordu. Örgüt, günümüzde İsrail ile Filistin yönetiminin yer aldığı toprakları tarihsel Filistin olarak tanımlıyor ve buranın İslami bir ülke olduğunu savunuyordu.
İsrail devletiyle kalıcı bir barış anlaşması reddediliyordu. Bildirgede sadece İsrail devleti değil doğrudan Yahudileri hedef alan bölümler de yer alıyordu.
1991’de örgütün silahlı kanadı İzzeddin El Kassam Tugayları kuruldu. Örgüt ilk yıllarında, İsrail’e yönelik olarak, daha önce bölgede yaygın olmayan intihar saldırısı yöntemini kullanarak adını duyurdu.
İzzeddin El Kassam Tugayları, ilerleyen yıllarda askeri kapasitesini geliştirecek ve 2000’lerde roket teknolojisine yoğunlaşacaktı.
Hamas; 1990’lar ve 2000’lerin başındaki barış görüşmelerine karşı çıktı.
İsrail 2005’te Gazze Şeridi’nden çekildi.
2006’da Hamas, “Değişim ve Reform Listesi” adıyla katıldığı Filistin Ulusal Yönetimi Yasama Konseyi seçimlerinden birincilikle çıktı.
Seçimin akabindeki süreçte Hamas ile El Fetih arasında çatışmalar yaşanıp Hamas Gazze’de kontrolü ele geçirince İsrail, Gazze’yi abluka altına aldı.
2000’li yıllarda İsrail’in operasyonları da ve Hamas’ın şiddet eylemleri de devam etti.
İsrail, Gaze’deki ablukayı derinleştirdi.
Hamas sadece askeri ve siyasi bir yapıdan ibaret değil.
Örgütün farklı alanlara yönelik, kendine has, karmaşık bir örgütlenme modeli var.
Bu katmanlardan biri, sosyal hizmet sağlayıcı olması.
Bu kapsamda Hamas; aralarında hastaneler, dispanserler, okullar, ana okulları, spor kulüpleri, yaşlı bakım evleri, kütüphaneler ve hayır derneklerini de içeren geniş bir ağ üzerinden Filistinlilere sosyal hizmet sunuyor.
Hamas 2017’de yayımladığı yeni bildirgesiyle bazı konulardaki yaklaşımını değiştirdi.
1988’deki ilk bildirgeye kıyasla Yahudilerle ilgili daha dengeli bir dil kullanılan belgede, Hamas’ın mücadelesinin Yahudiler değil “işgalci Siyonist saldırganlarla olduğu” belirtildi.
Hamas bu yeni belgede İsrail devletini tanımamakla birlikte 1967 öncesindeki sınırlar olarak bilinen Gazze, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te bir Filistin devletinin kurulmasını da savundu.
Günümüzde İsrail, ABD, Avrupa Birliği, İngiltere, Kanada ve Avustralya, Hamas’ı “terör örgütleri” listesine almış durumda.
Yeni Zelanda gibi bazı ülkeler ise Hamas’ı değil sadece silahlı kanadı İzzeddin El Kassam Tugayları’nı “terör örgütü” olarak görüyor.
Rusya, Çin ve Türkiye’nin de aralarında bulunduğu bazı ülkeler ise Hamas liderleri ile açıktan görüşüyor.
Hamas’ın Katar’ın başkenti Doha’da da bir ofisi bulunuyor. İran’ın Hamas’a desteği ise biliniyor.
Örgüt, 7 Ekim saldırıları sonrası dünyanın en fazla konuştuğu Filistinli örgüt oldu.
İzzetin El Kassam Tugayları’nın en güçlü grup olarak aralarında yer aldığı, çok farklı çizgilerden 12 Filistinli örgüt, 2018’den bu yana “Filistin Direniş Grupları Ortak Operasyon Odası” adı altında işbirliği yapıyor.
Sol grupların da yer aldığı bu yapıda El Aksa Şehitleri Tugayları bulunmuyor.
Bununla birlikte bu yapı içinde, El Fetih’le resmi bir ilişkisi bulunmamakla birlikte, El Fetih çizgisinden gelen kişilerin kurduğu, görece daha küçük bazı gruplar yer alıyor.
Filistin İslami Cihad Hareketi: Toplumsal tabanı daha kısıtlı İslamcı örgüt
İslami Cihad’ın (Filistin İslami Cihat Hareketi), Gazze’de Hamas’tan sonraki en büyük örgüt olduğu düşünülüyor.
Bu grup da Hamas gibi Müslüman Kardeşler çizgisinde bir örgüt olarak ortaya çıktı.
Örgüt, 1970’lerin sonunda eğitim için Mısır’a giden üç öğrenci tarafından kuruldu.
Bu grup da Oslo Barış Süreci’ne karşı çıktı ve bu dönemde sürecin zarar görmesi için birçok saldırı düzenledi.
Örgütün silahlı kanadının adı, Kudüs Tugayları.
Hamas, sosyal hizmetler programının da etkisiyle önemli bir toplumsal destek yakalarken İslami Cihad’ın ise Müslüman Kardeşler çizgisinden gelmesine rağmen Hamas gibi bir kitlesel harekete dönüşmediği görülüyor.
İslami Cihad da Hamas gibi İran’dan destek görüyor.
ABD, Avrupa Birliği (AB), İngiltere, İsrail tarafından “terör örgütü” olarak tanımlanıyor.
Bazı yorumcular, İslami Cihad’ın Hamas’tan “daha radikal” bir örgüt olduğu görüşünde.
Örgütün adı son olarak 17 Ekim’de Gazze’deki El Ehli Hastanesi’nin vurulması ardından İsrail’in iddiaları üzerinden gündeme geldi.
İsrail, olaya İslami Cihad’ın bir roketinin neden olduğunu söylerken Filistinli örgütler ise İsrail’in hastaneyi vurduğunu savundu.
Gazze’de yine İslamcı çizgide yer alan, Filistinli Mücahit Hareketi adlı görece daha küçük bir grup da bulunuyor. Bu örgütün silahlı kanadı, Mücahidin Tugayları adını taşıyor.
Filistin Direniş Komiteleri
Grubun kökleri İkinci İntifada’ya dayanıyor.
Ağırlıklı olarak zamanında El Fetih ya da Filistin Yönetimi’nin güvenlik güçleri içinde yer almış kişilerden oluştuğu düşünülüyor.
Bunun yanında örgütte, geçmişte başka gruplarda yer almış kişilerin de bulunduğu öne sürülüyor.
Gazze Şeridi’nde faal olduğu görülüyor. Hamas ve İslami Cihad’a kıyasla çok daha küçük bir grup olduğu düşünülüyor.
İsrailli askeri yetkililer geçmişte örgütü, Filistin Yönetimi’nin güvenlik birimlerinin “terör kanadı” olmakla suçlamıştı.
Örgütün silahlı kanadının adı, Nasır Selahaddin Tugayları.
Filistin Halk Kurtuluş Cephesi: Filistinli en büyük sol örgüt
Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC), sol çizgideki bir örgüt.
FHKC, İsrail’in 1967 yılında Batı Şeria’yı işgal etmesi ardından, Filistinli bir Hristiyan olan George Habaş tarafından kuruldu.
Marksist-Leninist ideolojiden beslenen örgüt, 1970’lerde dünyanın farklı yerlerindeki sol gruplarla da yakın ilişki kurdu.
FKHC, 1970’lerde Filistinlilerin sorunlarını dünyanın gündemine taşımak için birçok uçak kaçırma eylemi gerçekleştirdi.
Bunlardan en ünlüsü, 1976’da Entebbe’den kalka bir Air France uçağının kaçırılması oldu.
FHKC, 1970’lerde FKÖ’nün El Fetih’ten sonraki en büyük bileşeniydi.
El Fetih ağırlıklı olarak Arap ülkelerinden destek almaya çalışırken FHKC ise dönemin bazı sosyalist ülkeleriyle iyi ilişkiler kurmaya çalıştı.
1979 İran devrimi ve 1991’de Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin yıkılmasının da bölgeyi etkilediği bir süreçte FHKC, güç kaybına uğradı.
Örgütün destekçi tabanının bir bölümü, İslamcı gruplar özellikle de Hamas’a kaydı.
1996 seçimlerini boykot eden FHKC, üç yıl sonra ise Filistin Yönetimi’nin kuruluşunu kabul etti.
Grubun Habaş’tan sonraki lideri Ebu Ali Mustafa, 2000’de İsrail’in FHKC’nin Ramallah’taki ofisine yönelik olarak helikopterle düzenlediği roket saldırısında öldü.
Grup ise buna, Kudüs’te, bir sağ partinin lideri olan İsrail Turizm Bakanı Rehavam Zeemi’ye suikast düzenleyerek karşılık verdi.
İsrail, saldırıyla ilgili örgütün yeni lideri Ahmed Saadat’ı suçladı. 2002’de Filistin Yönetimi, Saadat’ı tutuklayarak Jericho hapishanesine koydu.
Saadat, Ocak 2006 seçimlerinde FHKC’nin parlamentoya girmeye hak kazanan üç adayından biri oldu. Ancak iki ay sonra İsrail askerleri Jericho hapishanesini kuşatıp Saadat ve dört kişiyi kaçırdı.
Saadat günümüzde hâlâ bir İsrail hapishanesinde tutuklu bulunuyor.
Örgüt 2000’lerde, içinde intihar saldırılarının da bulunduğu çeşitli saldırılar düzenledi.
FHKC son yıllarda ise ağırlıklı olarak Gazze’den İsrail’in güneyine roket ve havan toplu saldırılara yoğunlaşmış durumda.
FHKC’nin silahlı birimi Ebu Ali Mustafa Tugayları, “Ortak Operasyon Odası” bünyesinde, aralarında El Kassam Tugayları ve Kudüs Tugayları’nın da bulunduğu İslamcı gruplarla birlikte hareket ediyor.
FHKC; İsrail, ABD ve AB’nin “terör örgütü” listelerinde yer alıyor.
1960’ların sonunda FHKC’den ayrılarak kurulmuş FHKC-Genel Komutanlık adlı ayrı bir sol örgüt de bulunuyor. Bu ise görece daha küçük bir örgüt.
FHKC-Genel Komutanlık’ın uzun yıllardır Suriye yönetimi ile yakın ilişkilere sahip olduğu biliniyor ve İran’dan da destek aldığı öne sürülüyor.
Örgütün faaliyetlerini ağırlıklı olarak Suriye ve Lübnan üzerinden yürüttüğü düşünülüyor.
Aslanlar Yuvası: ‘Genç ve öfkeli’ Filistinlilerden oluşan yeni örgüt
2023 yılının başında Batı Şeria’nın kuzeyindeki Nablus şehrinde yeni bir örgüt ortaya çıktı ve İsrail askerleri ile yerleşimcilere yönelik bir dizi saldırı düzenlemeye başladı.
Aslanlar Yuvası adlı bu örgütün üyeleri ve destekçileri, çoğunlukla genç Filistinlilerden oluşuyor ve bu gençler son yıllarda Filistin siyasetini şekillendiren geleneksel tutumlardan uzaklaştıklarını iddia ediyor.
2023’ün ilk aylarında grubun üyelerinden birkaç tanesi, İsrail hedeflerine yönelik saldırılar düzenlemekle suçlanarak İsrail ordusu tarafından gözaltına alındı, bazıları da öldürüldü.
İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), Filistinli silahlı kişiler tarafından kuvvetlere ateş açılmasının ardından operasyonunu “yükselttiğini” söyledi.
Birkaç hafta sonra da onlarca maskeli silahlı genç, Nablus’un ara sokaklarında geçit töreni yaptı.
Bu gelişmeler Filistinli yetkililer ve İsrail güvenlik güçleri için endişe verici bulundu.
Örgütün çoğunlukla 20’li yaşlarında “öfkeli, hoşnutsuz Filistinliler oluştuğu, Batı Şeria veya Gazze’de herhangi bir siyasi grubun parçası olmayan ve esasen İsrail işgaline karşı savaşmaya odaklanmış bir grup olduğu” öne sürülüyor.
Grup aynı zamanda TikTok dahil sosyal medya platformlarında da popüler olmasıyla da dikkat çekiyor.
İsrail, Aslanlar Yuvası’nı bir “terör örgütü” olarak nitelendiriyor.
Filistin Yönetimi’nin grubu silahlı mücadeleyi terk etmeye ve Filistin güvenlik servislerine katılmaya ikna etmeye çalıştığı iddia ediliyor.
Bazı üyeleri ikna etmekte başarılı olsalar da grubun liderleri silahlarını teslim etmeyi reddettiği ve “sonuna kadar savaşmaya devam edeceklerinde ısrar ettikleri” öne sürülüyor.
FDHKC: Deniz Gezmiş’in de kampında eğitim aldığı örgüt
Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi (FDHKC), görece daha az güçlü olan bir sol örgüt.
1960’ların sonunda, Hristiyan bir Arap olan Naif Havatme’nin öncülüğünde FHKC’den ayrılarak kurulan grup, ideolojik olarak sosyalist ve seküler bir çizgide.
Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) örgütün kurucularından olup 1971’de idam edilen Deniz Gezmiş ve bir grup arkadaşı da 1969’da FDHKC’nin kampında eğitim görmüştü.
Örgüt 1990’lardaki barış görüşmelerini eleştirdi.
FDHKC, yıllar içinde, Filistinli örgütler arasındaki sorunların diyalogla çözülmesini savunan bir çizgi izledi.
Örgütünün lider kadrosu, Suriye’nin başkenti Şam’da yaşıyor.