Bu haftaki yazımda, geçen hafta yazdığım yazıyı okuyup düşmanca tavır sergileyen, yazıyı anlamayan veya anlayıp sessiz kalanlara konuyu biraz daha açacağım…
Geçen hafta Isparta basınının içerisinde bulunduğu vasat durumu gözler önüne serdim. Yazdığım şeyleri Isparta’daki neredeyse herkes bilir ama kimse konuşmaz!
Zaten bütün sorun konuşmamaktan veya dinlememekten meydana gelir…
- Isparta basını zor zamanlardan geçiyor mu?
Evet!
- Isparta’daki gazeteciler ciddi anlamda bir itibar kaybı ile karşı karşıya mı?
Evet!
(Kendini kaf dağında sananlar hariç) 🙂
- Dijital dünya hızlıca ilerlerken, basın ve medya son sürat dijital sürece uyum sağlarken Isparta’da bununla ilgili 1-2 kişi dışında bir adım atan veya fikir sunan var mı?
Hayır!
- Isparta’daki gazeteciler bırakın kendi kazanacakları parayı, yanlarında çalıştıracakları gazetecilik veya Radyo TV öğrencilerine bile verecek parayı bulabiliyorlar mı?
Hayır!
- Siyasilerden para alabilmek adına yer yer solcu olan, yer yer siyasal islamcı olan, yer yer milliyetçi olan ve haber başına para yazarak, siyasilerin ister istemez güdümüne girmek zorunda kalan bir gazetecilik faaliyeti var mı?
Evet!
Peki emekliler mesela, hükümetten talepleri olduğunda onları kim temsil ediyor?
Memurlar mesela, hükümete karşı maaşlarının zamlarını kim talep ediyor ?
İşçiler mesela, sektörde haklarını veya taleplerini kimler iletiyor yetkili organlara?
İş adamları veya sanayiciler kendi sektörlerinde gelişim ve değişim adına ne yapıyor?
Tüm bu soruların cevabı basit!
Kimileri sendikalaşmış, kimileri dernekleşmiş, kimileri vakıf haline gelmiş ve kendi sektörlerinde ekonomik anlamda gelişebilmek, çağa uyum sağlayabilmek, fikir ve düşünce alışverişleriyle sektörlerinin canlı kalmasını sağlamak adına kongreler, konferanslar düzenliyorlar, araştırmalar yapıyorlar ve kolektif bir çalışma biçimi yürütüyorlar.
Sorarım peki, Isparta’daki gazetecileri veya sorunlarını kim temsil ediyor?
Kim gazetelerin veya gazetecilerin kendilerini yeni çağa uyarlamak ve yeni çağda yeni ekonomik modellere göre revize etmek hususunda konferans veya kongre düzenliyor?
Veyahut kim fikir sunuyor?
Kim maddi sıkıntı çeken gazetecilerin derdine çare bulmak adına girişimlerde bulunuyor?
Ya Isparta’daki tüm gazeteciler çok zengin ancak belli etmiyorlar ya da lütfen şu blöfleri bırakalım artık…
Ben söyleyeyim yüreksiz dostlar!
HİÇ KİMSE!
Hepiniz kaderinize terk edilmişsiniz! Siz değerli gazeteci abilerim, ablalalarım ve kardeşlerim… Siz emek vermek adına çabalarken, suyun başını tutanların gölgesi altında aralardan sızan güneş ışınlarından faydalanmak adına çırpınıyorsunuz!
Birileri Isparta basınını tekeline almış, gelişmek isteyen, ekonomik sıkıntıdan kurtulmak isteyen gazetecileri görmezden gelmeye devam ediyor.
Ama tabi bana yine kızacaksınız da olsun. Ben eteklerdeki taşları dökeyim de sonra helalleşiriz…
Siz kibrinizi, egonuzu ve hiç bir içerik üretememenize rağmen, diital habercilik almış başını gitmişken, kendinizi kaf dağında sanıyor oluşunuzdan vazgeçmediğiniz sürece, bu sektörde ayrışacağız ve ayrıştıkça bir çoğunuz ya batacak ya da sektörün bir kenarında pasif bir şekilde öylesine devam edeceksiniz hayatınıza…
Ben ise size eteklerimizdeki tüm taşları bir kenara koyup bu tekelleşmeye karşı öncelikle oturup hasbihal edelim diyorum. Bu bataklıktan bir çıkış yolu var diyorum. Kolektif fikir ve kolektif bir ekonomik model ile Isparta basını yeniden siyasilerin gölgesinden bağımsız bir şekilde ayağa kalkabilir diyorum.
Bırakın 90’larda kırdığınız gazete hikayelerini, bırakın 2000 ‘lerde bilmem ne başkanına yaptığınız çalışmaları!
O devirler kapandı!
Devir başka, siz aynı…
Gelin önce oturalım, konuşalım…
Ben Isparta basının bu bataklıktan ve bu tekelleşmeden nasıl kurtulacağını biliyorum.
Hazır olduğunuzda veya hazır hissetiğinizde siz değerli emekçi basın mensupları abilerim, ablalarım ve kardeşlerim için tüm fikirlerimi elbet beyan edeceğim…
Siyasi ve ideolojik görüşlerimizi bir kenara koyuyoruz… Öncelikle ayağa kalkmış bir basın, bağımsız ekonomik kazanca sahip bir basın ve itibarı yüksek bir gazetecilik için çalışmalıyız…
Seçimden seçime hatırlanan değil, protokollerde kenara koyulan değil, her daim el üstünde tutulup bilgi ve aklın önde olduğu, görüş farketmeksizin, itibarı yüksek bir gazetecilik tahmin edemeyeceğiniz kadar mümkün…
(Kaf dağında olanlar hariç) 🙂
Ama yazıları maksadının dışında okuyup, anlayıp düşmanlık beslemek isteyen art niyetli şahıslara ise son olarak şunu söylemek isterim ki; Geceyi aç geçirip de kılıcına davranmayanın aklından şüphe ederim! (Ebu Zerr)