Isparta’da zaten bozuk ve yozlaşmış olan gazetecilik mesleği Basın İlan Kurumunun ağır darbesiyle de mezara koyuldu.
İki farklı başlık altında toplayabileceğimiz basın sektörü aslında hem kendini geliştirmediği için hak ettiği yeri buluyorken, hem ölüyor olması Isparta adına acı bir durum…
Kendini geliştirmeyip dedikoduvari, şantaj üzerine kurulu ve haber başı para almak gibi farklı farklı para kazanma modelleriyle yıllarca Isparta’yı ve siyaseti sömüren basın sektörü can çekişiyor.
Tabi burada söz konusu olan asıl durum, geçim derdi uğruna bu gibi para kazanma modellerini oluşturulmaları değil, bu modellerin sürdürülebilir olamayacağı öngörüsüne sahip olamayışları…
Sendikalaşmayı ciddiye almamış, mutfaklarda yeni gazeteciler yetiştirmemiş ve çağın vizyonuna göre zihniyetini yenileyememiş gazeteciler, bugün basın ilan kurumu gibi bir cellatın eline kendi boyunlarını eğmek zorunda kaldıklarını görüyoruz.
Siyaset dediğimiz bahçenin basın için geliştirilebilir bir çalışma yapmasını beklemek, siyasetten medet ummak, toz pembe bir hayal olacağından siyaseti es geçiyorum.. Çünkü siyaset basını kullanır, basın siyasete yön verdiğini sanır ve günün sonunda basın kaybeder… Denklem hep böyledir… Ancak yerel anlamda hiç bir zaman gazeteciler bu denklemi anlayamazlar. Anlayamamalarının hem haklı hem de haksız bir sürü sebepleri de vardır…
Neyse konumuzu toparlayalım yine..
Isparta’da gazeteciler veya haber siteleri ne kadar burunlarından kıl aldırmamak adına içinde bulundukları ve yakında daha da fazla içinde olacakları çıkmaz hakkında konuşamasalar da ben var olan acı tabloyu göz önüne sermeyi tercih ediyorum…
Bugün Isparta’da sendikalaşmış gazeteci veya gazeteler neredeyse yok… Gazetelerin bağlı oldukları cemiyet veya dernekler ise siyasetin arka bahçesi olmuş ve mesleğin geleceği hakkında hiç bir öngörüye sahip değil…
Tüm bu bağlamda elbette Isparta’daki gazetecilik mesleğinin ölmesinde ve hem halk hem de siyasetçiler nezdinde itibarsız bir konuma gelmesinde bireysel anlamda gazetecilerin ne kadar suçu varsa aslında yaşadığımız coğrafyada içinde bulundukları geçim derdi yüzünden de bir o kadar da suçları yok…
İki ucu boklu değnek…
Ama bu mesleğin bu memlekette ölmesine göz yumanlar elbette mevcut. O kişi veya kurumları konjüktürden kaynaklı kimse konuşmasa da herkes biliyor…
Gazetecilik mesleğini yeni çağa yani dijital çağa uyarlamak adına hiç bir çaba veya projesi olmayan, sinmiş ve verimsiz kurumların siyasete teslim olmaları ve bireysel anlamda rant hırsına bürünmüş olmaları maalesef Isparta’da tüm sektörün canını okudu ve okumaya da devam edecek…
Tabi ki tüm bunlar benim tespitlerim ve yazıyı çok uzatmamak adına daha da derinleştirmiyorum…
Gelelim çözüm yoluna…
40 yaş üstü değerli gazeteci abilerim veya ablalarımın anlamakta kabızlık yaşadıkları bir durum var ki bu çağ ilerliyor ve bir çoğu artık bu çağın gerisinde…
Toparlanmak, bir araya gelmek, çağın insanlarıyla barışıp o insanları dinlemek gerekir…
Yeni bir bakış açısına göz kırpmak gerekir…
Bu bataklığı kurutmanın ve yeniden yeşertmenin, bir hatta birden fazla yolu var…
Ancak bu yola girmenin ön koşulu ise hiç şüphesiz kibir ve egoların geride bırakılıp istişareye açık olmaktan geçtiğini üzülerek belirtmek isterim…
Zira önümüzdeki aylarda hatta yıllarda neler olacağından özetle bahsetmem gerekirse, içerik üretemeyen, zaten cenaze namazı kılınmış yazılı basını internet aleminde devam ettirmeye çalışan ve topluma parlak ve farklı çalışmalar sunamayan gazete ve haber siteleri ya kapanmak zorunda kalacak ya da pasif bir şekilde bir köşede yayın hayatına devam edecek…
Benim önerim ise gelin tüm geçmişi unutup, yeni bir geleceği inşa etmek adına istişare edelim ve basın en azından Isparta’da hem ekonomik anlamda hem itibar anlamında yeni ve bembeyaz bir sayfa açsın…
Aksi halde bir çoğu için sayfalar gittikçe kararacak…