Nöbetçi Eczaneler
Akşener’in ‘Yerel seçimlere her parti ayrı girsin’ çağrısı
Siyasette yankılanırken, Isparta siyasetinde fezaya gitmiş görünüyor…
Isparta’da yerel seçime hazırlanan ve çalışmalar yürüten 2 parti var. Biri MHP diğeri AKP…
İnsanları büyük umutlarla şişirip daha sonra donsuz bir şekilde ortada bırakan muhalefet şimdi ise yerel seçimlere doğru giderken sessiz ve her zaman ki gibi stratejisi kendinden menkul bir politika izliyor.
Muhtemelen İyİ Parti ve CHP Isparta’da seçime ittifak olarak girmeleri mantıklı olsa da yine kişisel çıkarlar, hesapsız politikalar ve (Dostlar alışverişte görsün) tarzı bi çok sebepten dolayı ittifak olarak giremeyeceklerdir. (Çıkarlar örtüşürse değişir tabi)
Cumhuriyet Halk Partisi’nin inandırıcılığı ve özellikle Isparta’da izlediği politikanın şimdilik pek bir geçerliliği yok. Kongrelerden sonra Cumhuriyet Halk Partisinde biraz daha halkçı bir tutum görebiliriz belki…
İyi Parti ise yine her zaman ki gibi derin hesaplar, yoğun stratejik çalışmalar ve karmaşık planlar ile zaman harcıyor kendi kumdan havuzunda…
Zafer Partisi aktif çalışan bir parti ancak onun da teşkilatını genişletip daha çok insanı kapsamaya devam etmesi gerekiyor…
Saadet Partisi acınası bir durumda… Isparta gibi muhafazakar ve mütedeyyin insanların çoğunlukta olduğu bir ilde neredeyse yok… Basında yok! Sahada yok! Almışlar vitesi rölantiye zaten ilişen karışan yok diye düşünüyor olmalılar ki herkes gayet halinden memnun.. Çok üzücü…
Gelecek Partisi zaten yok…
Deva Partisi de yok…
Demokrat Parti var mı?
Şimdi şu soruyu sormak istiyorum. Eğer talebi olan insanlar veya umudu olan insanlar bu partilerden her hangi birine bel bağlamıyorsa, bu partilere yerel seçimlerde oy verecek kişiler kimler olacak?
Şehirdeki siyasi partilerin bu rahatlığı nereden geliyor dersiniz…
Yine aynı kaynaktan geliyor… Olmayan bir basından… Denetleyen, peşine düşen, eleştiren, potansiyel güç olan bir basın yok. E bu durum da haliyle tüm siyasilerin ve hatta vekillerin rahat rahat top sektirmesine mahal veriyor…
İktidar ile muhalefetin basın konusunda ortak olan düşüncelerinden biri de elbette pasif olan, etliye sütlüye karışmayan bir basın… İktidarın istediği kadar muhalefetin de işine gelen bir durum bu…
Kimse sessiz sakin gık çıkarmadan oturduğu koltukta sorgulanmayı sevmez neticede…
Bugün basın ve medyadaki abilerim ve kardeşlerim için de önemli bir gerçek varsa o da şudur ki; Ayrı ayrı durup pasif kalıp siyaset tarafından konsolide edilmektense, birleşip yeni yol haritaları planlayıp siyasetin kontrolünden çıkmak basının da içinde bulunduğu bu çukurdan kurtulabileceği bir hareket olabilir diye düşünüyorum…
Günlük ve kısa kazançların peşine düşüp siyasi partilerin oyuncağı olarak dışlanmış, mecbur bırakılmış ve maddi sıkıntı içerisinde bir yayın hayatı sürmekten ziyade, birleşerek birbirimizi dinleyip, anlayıp kendi sektörümüz adına kolektif çalışmalar yapmak Isparta basınının neredeyse tek kurtuluş yoludur.
Alışılageldik basın ekonomisi değişmekte, yayıncılık evrim geçirmekte ve habercilik anlayışına yeni tanımlar eklenmektedir. Bu değişim, kolektif bir tutum ile gerçekleştirilmediği takdirde birçok yayın organı ya pasifize olup itibarsız bir şekilde kıyıda köşede kalacak ya da kapanıp gidecek…
Gün gelecek medya anlamında dijital dünyanın kapılarını daha da fazla aralayarak kendi yolunu bulabilen siyasetçiler telefonlarınıza bile bakmayacaklar ve sizin modanız artık bitmiş olacak…
Ne şehrinize faydanız olabilecek ne yaptırım gücünüz kalacak…
Blog sayfası haline dönüşmenizi adeta bir akbaba iştahıyla izleyecek siyasiler…
Bunlar maalesef acı tespitler…
Ancak yukarıda da söylediğim gibi birden fazla çıkış yolu var.
Öncelikli yol ise İLETİŞİM…