Nöbetçi Eczaneler
Türkiye’de ev sahipleri, kiracılarını çıkarmak istediklerinde karmaşık yasal süreçlerle karşı karşıya kalıyor. Kiracıyı evden çıkarmak, özellikle ekonomik zorlukların arttığı ve yeni ev bulmanın zorlaştığı bu günlerde, kiracılar için büyük bir endişe kaynağı haline gelmiş durumda.
Ev sahipleri, kiracılarını hızlı bir şekilde tahliye etmek için çeşitli yöntemlere başvuruyor. Bu yöntemlerden biri, evde birinci dereceden akrabanın oturacağını iddia etmek oluyor. Ancak bu yöntem, ev sahibinin akrabasının en az iki yıl boyunca evde yaşamasını gerektiriyor; aksi takdirde ev, bu süre zarfında başkasına kiraya verilemiyor.
Yasalara göre, ev sahiplerinin kiracıları hızlı bir şekilde tahliye etmelerine izin veren bir yol bulunmuyor. Kira sözleşmesinin sona ermesi bile, otomatik olarak tahliye talep hakkı vermiyor. Ev sahipleri, kiracılarıyla yaşadıkları anlaşmazlıkları çözemediklerinde, yasal yollarla tahliye talebinde bulunabiliyorlar.
Bazı ev sahipleri, düşük kira bedellerini yükseltmek veya sorunlu kiracıları çıkarmak için dava açma yoluna gidiyor. Kira sözleşmesi bir yıllık süre için yapılmışsa, ev sahibi en az üç ay önceden bildirimde bulunarak, 12 yılın sonunda kira sözleşmesini sonlandırma hakkına sahip oluyor.
Tahliye taahhütnamesinin geçerliliği de ev sahipleri ve kiracılar için önemli bir konu. Ev sahibi, tadilat yapmak istediği gerekçesiyle kiracının evi boşaltmasını talep edebilse de, bu durumun önceden sözleşmede belirtilmiş olması gerekiyor. Kiracı eve hasar vermediyse, düzenli olarak kirasını ödediyse ve eve iyi baktıysa, ev sahibinin dava sürecinde başarılı olması zorlaşabilir.
Ev sahibi, kira tespit davası veya kira uyarlama davası açarak da kiracıyı çıkarabilir. Bu davalar, kiracının ödediği kiranın, diğer eşdeğer konutlara göre düşük olması durumunda açılabilir ve en az beş yıl geçmiş olması gerekiyor. Ev sahiplerinin bu yollarla tahliye talep edebileceği ve kiracıların dikkatli olmaları gerektiği belirtiliyor.