Eğirdir Gölü’nün mevcut durumdaki sorunları ve çözüm alternatiflerinin tüm katılımcılar ile tartışılacağı çalıştayın en önemli çıktısı olarak Sektörel Su Verimliliği Uygulamaları ve Su Verimliliği İl Planının hazırlanması olarak hedefleniyor.
SDÜ İİBF konferans salonunda başlayan çalıştaya Vali Aydın Baruş, Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Mahir Özcan, SDÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Saltan, DSİ 18. Bölge Müdürü Osman Erkan, Eğirdir gölüne kıyısı olan ilçelerin kaymakamları ve belediye başkanları, ilgili kamu kurum ve kuruluş müdürleri, sulama birliği başkanları ve akademisyenler katıldı.
Konuşmasında Eğirdir gölünün Isparta için hayati öneme sahip olduğuna vurgu yaparak başlayan Vali Baruş “Eğirdir gölü Isparta merkezin yıllık yaklaşık 13 milyon metreküplük içme ve kullanma suyu ihtiyacını temin etmektedir. Yani Eğirdir gölünden su sağlanmadığında Isparta il merkezinde yaşayan yaklaşık 250 bin nüfusun su ihtiyacının nasıl karşılanacağı gerçekten üzerinde düşünmeye değer bir konudur. Gölünün diğer önemli bir hususu Isparta tarımına hayat kaynağı olmasıdır. Gölümüzden tutulan tatlı su levreği, çim sazanı ve kerevit gibi su ürünleri yıllardır Isparta’nın ihracatına önemli katkı sağlamaktadır. Ancak son yıllarda azalan su varlığı nedeniyle bu su ürünlerinin üretiminde de ciddi düşüşler olduğunu maalesef görmekteyiz. Özellikle küresel iklim değişikliği neticesinde yağış miktarındaki azalışının önemli bir rol oynadığını ve her yıl gölden önemli miktarda buharlaşma meydana gelmesinin göl seviyesinde ciddi çekilmelere sebep olduğunu görmekteyiz. Özellikle son yıllarda meydana gelen kuraklık ve yağış rejimindeki ciddi değişiklikler minimum kot seviyelerinden de aşağıya doğru inişe zorlamaktadır. Nitekim 2023 sulama sezonu bitiminde minimum su kodu seviyesinde neredeyse gölün su varlığını tamamladık. 2024 Mayıs itibariyle de minimum su kotu seviyesinin biraz üzerindeyiz ki bu artık Isparta tarımı için Isparta’nın il merkezinin içme ve kullanma suyu ihtiyacı için hakikaten çok ciddi bir risk oluştuğunu bizlere göstermektedir. 2024 yılına girerken bizler bazı tedbirler alma zorunluluğu duyduk ki yaptığımız toplantıda 2024 yılı iyi durum senaryosuna göre %34 sulama da kısıtlama uygulanması gerektiğini belirttik. Bunun için alınabilecek önlemlere baktığımızda kapalı sulama sistemlerinin bir an önce hayata geçirilmesi büyük önem kazanıyor. Atabey sulaması ve Senirken sulaması olarak yapılan çalışmaların bir an önce bitirilmesi gerekiyor. Bu ovaların sulama alanlarının büyüklüğü göz önünde bulundurulduğunda Eğirdir gönlünün suyunun çok daha verimli şekilde kullanılmasına çok ciddi katkılar sağlayacağını düşünüyoruz. Yine önemli çalışmalardan birisi Eğirdir gölüne başka kaynaklardan su aktarımı, Devlet Su İşleri Bölge Müdürümüzün ifade ettiği gibi önceden yapılan çalışmalarla birlikte yıllık yaklaşık 67 milyon metreküp su Eğirdir gölüne takviye olarak aktarılmaktadır. Yine şu anda proje çalışmaları devam eden Aksu-Yılanlı havzasında su aktarımı vasıtasıyla yıllık yaklaşık 42 milyon metreküp bu su aktarımı gerçekleştirilmesiyle birlikte en azından gölümüzü takviye ederek su varlığının zenginleştirilmesine katkı sağlayacağımızı düşünüyoruz” dedi.
DSİ 18. Bölge Müdürü Erkan ise konuşmasında kamuoyunda yanlış anlaşılmalara sebep olan bazı konular hakkında önemli bilgilendirmelerde bulundu. Erkan, “Eğirdir gölünde kamuoyunda yanlış bilinen bazı gerçekler var. Şimdi Kovada kanalı Eğirdir gölünün aslında taşkın savağı niteliğinde olup 1969’lu yıllarda DSİ tarafından açılmış, etrafındaki direnç problemleri de çözülerek Bozova’daki, buranın bir meyve bahçesi, meyve deposu olması sağlanmıştır. Biz kesinlikle Kovada kanalına, kanalın yapıldığından beri, ki böyle bir HES’lerin hakkı da yok, bir tahsis de yok. Kesinlikle biz Kovada’dan kanalla HES için su vermiyoruz. Verdiğimiz su, sulama sezonunda tamamen Bozova’daki 30 bin dekarlık bir alanın sulanması amacıyla verilmektedir. Eğirdir gölünden göletler ve barajlar için kullandığımız toplam su, uzun yıllar ortalamasında 33 milyon metreküp. Biz bunun yanında 1989 yılında Aksu’dan Yılanlı derivasyon kanalı sayesinde 64 milyon metreküp suyu ortalama her yıl Eğirdir gölüne aktarıyoruz. Bunun 100 milyonu geçtiği zamanlar da doluyor 30 milyon civarlarında olduğu zamanlarda, kuraklığa bağlı oluyor. Bunun yanında tabii Eğirdir gölünün en büyük kaybı buharlaşma. Yıllık 460 milyon metreküp buharlaşma var. Yani minimum 2 milyar metreküp düşünürseniz toplam suyu yaklaşık dörtte biri buharlaşmaya gidiyor. Isparta Belediyesi’nin aldığı su konusu da çok polemik oluyor. Toplamda uzun yıllar ortalamasında 9 buçuk milyon metreküp su alıyoruz. Bu da yani buharlaşmayla kıyasladığımız zaman Temmuz ve Ağustos ayındaki 8 günlük buharlaşmaya eşdeğer bir su alıyor” dedi.
Konuşmaların ardından çalıştayın panel kısmına geçildi. Bu bölümde panelistler SDÜ Su Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Şehnaz Şener moderatörlüğünde Eğirdir gölünün mevcut durumu ve gölü korumak adına yapılması gerekenleri, sunumlar eşliğinde katılımcılarla paylaştılar. Çalıştayın açılışının son bölümünde ise katılımcılar gölün korunması ve çalıştaydan beklentileri hakkındaki görüşlerini paylaştılar.